top of page

Bir Mum da Sen Yak! #2

Women&Women ve Man&Man markalarının kurucusu olan ve tekstil alanında Yapay Zeka araştırmaları ile hem ülkemize hem insanlığa hizmet etmekte olan Özgecan Üstgül ile sohbetimizin devamında beyin yakan konulara giriyoruz.


Birinci bölümü okumadıysanız hemen tıklayın :)


Helvamızı Yiyen Olur mu?

Özgecan Üstgül
Özgecan Üstgül

Peki biraz da fütüristik boyutta konuşalım :) Yapay Zeka ileride insanların sonunu getirir mi? Helvamızı yiyen olur mu yoksa “bu video da hoşuna gidebilir” “su içmeyi ihmal etme” “Arabayla gitme, metro oraya daha çabuk varır” diyen yapılardan ibaret mi kalır?


İnsanların sonunu değil uzun zamanda yapılan, aslında yaratıcılık gerektirmeyen sadece benzer iş veya olayların olduğu alanlar ilk yararlanılacak yerler. Bu yararlanılacak yerler kapsamında insan iş yüklerinin fazlasıyla olduğunu kabul edersek bazı iş alanlarının kalkacağı aşikar. Yeni dünya düzeninde aslında ihtiyaçlar da oldukça fazla, daha doğrusu “yeni ihtiyaçlarımızın” olduğunu bize farkettiren uygulamalarla yaşama, çalışma ve öğrenme konuları tekrar şekilleniyor. Bu şekillenme bir fırsat olarak da algılanabilir, bir tehdit olarak da. Yapay zeka ile daha alternatif giyinebilir, evcil hayvanlarımıza partner bulabilir veya çevremizdeki etkinliklerin içinden bize uygun olanlarından haberdar olabiliriz. Gözlemlerime göre sosyalleşmeye ve doğada olmaya eskisinden daha çok ihtiyaç duyuyoruz. Deneyim yaşama dürtüsü bizi harekete geçiren tek buton.


Yapay Zeka kullandığı donanımlar sayesinde zaten insan kapasitesinin üstünde. Artık öğrenen makinelerden bahsediyoruz ve bazı AI yazılımları satranç oynamanın ötesinde insanlarla espiri yaptıkları diyaloglara girebiliyor. İnsan beynindeki nöronlar sayısınca devreye sahip olan işlemcilere sahip robotlar yapıldığında robotların duyguları olduğunu söyleyebilecek miyiz?


Duygu öğrenilmiş bir sinir ağı sistemi. Doğduğumuzda duygularımızla mı doğuyoruz yoksa tanımlanmış geçmişten gelen kolektif bilinçle öğrenip şu anda mı tepki veriyoruz? Yapay zeka tabanlı derin makina sistemiyle insanoğlunun binlerce yıllık birikimini, acıları, mutlulukları ve deneyimleri aktarmak belki 100 yıl sürecek ama mümkün. Ama insan sadece duygularıyla var olan bir mekanizma değil. Doğru ve yanlış tanımlarını deneyimlerine göre zaman içinde şekillendiren, öğrendikleri ile yeni kararlar verebilen, empati yapabilme yeteneği olan ve vicdan dürtüsüne sahip olabilmek için dini ve politik felsefelerle hareket eden bir canlı. Robotlara duyguları öğretmek işin en kolayı bence. Önemli olan insanoğlunu kontrol etmek için kurgulanan sistemleri ortadan kaldırdığınızda sadece duygular yetecek mi sorusuna cevap bulmak.


Yapay Zeka sahibi robotların olduğu bir gelecekte, onları yaratan ve kullanan insanlar dışındaki insan varlığına ihtiyaç kalacak mı? Bu yeni gücü elinde tutanlar, diğerlerine yaşama hakkı tanıyacak mı? Diğer bir ifade ile Yapay Zeka güçlü ile güçsüz arasındaki yeni bir silah mıdır?


Sistem yaratma ve bunu kontrol etme güdüsü dünya varolduğundan beri var olan, savaşların başlama, sınırların yaratılma, din ve politik inançların ortaya çıkma sebebi. Herşey insanoğlunun, doğanın, toplumların ve coğrafyaların üzerinde güç kurma arzusuyla başlamadı mı? Şu anda yapay zeka hukuku hala tartışılan, kalıba kılıfa sığdırılamayan, ülkelerden ülkelere değişen kurallarla yaratılmak isteniyor ama teknolojinin nüfus cüzdanı olmadığı düşünülürse daha ortak bilinçle hareket edilmeli. Bu ortak bilinç oluşturulurken ve sonrasında teknoloji yönetilmeye her zaman muhtaç olacaktır. Bu gücü elinde tutan toplumu tekrar sınıflandırma ve ayrıştırma gücüne sahip olacağını düşünüyorum. Yaşam hakkı ise her zaman pes etmeyenin ve çaba gösterenin elinde olacağını düşünüyorum. Çaba göstermenin başladığı yaşın şu anki çağa kıyasla daha erken olacağını öngörüyorum.



Böyle apokaliptik konuları düşününce her şeyi bırakıp doğada bir hayata dönme isteği mi duyarsınız yoksa bu gelişimin içinde daha fazla yer alıp karar alıcı ve değiştirici bir rolde olmayı mı düşünürdünüz?


Ben ikisinin dengesinin kurulabileceği bir dünyanın hala var olduğunu düşünüyor ve kendimi şanslı hissediyorum. Hybrid ve uzaktan çalışma modeliyle bilgisayarlar eskisine kıyasla daha önemli oldular. Adeta vücudumuzun bir uzvu gibi. Ben yeni düzende geliştirdiğim teknoloji ile sistemde ben de varım derken, deniz kenarında - doğada çalışabilmenin avantajını kendime yaşatıyorum. Bu düzenin en büyük dezavantajı şu ki eskisine kıyasla daha işkolik oldum. Her zaman çalışabilme kavramıyla kendime kolaylık sağlarken, beynim sürekli çalıştığı ve takip ettiği için an’da kalmak daha da zorlaştı.



Gelecekte insanlık adına bir kıyamet yaşamamak adına Yapay Zeka çalışmaları hangi prensipler üzerine oturmalıdır? Bu konuda, aynı elektronik/bilgisayar standartlarında olduğu gibi, IEEE benzeri bir kurum var mı?


Şu anda geçerliliği olan bir kurum yok, devletlerin oluşturmaya çalıştığı hukuk kuralları çerçevesinden ilerliyor. Bireysel düşüncem, evrensel etik ve ahlak kurallarının güncellenmesi, doğanın, hayvanların ve çocukların her zamankinden daha çok yer aldığı evrensel hukuk kurallarının güncellenmesi gerekiyor. Yapay Zeka insanlığa hizmet etme odağında olmalı. İnsanın doğasında yer alan hatanın, en az seviyede olduğu yapay zeka dünyası kulağa hoş gelse de karar verme mekanizmasında bağımsız olmaları ürkütücü sonuçları doğurabileceğinden mutlaka kar amacı gütmeyen bağımsız kurumlara ihtiyaç duyulacaktır...



Comments


IMG_20211002_202001_120.webp

Merhaba! Bu yazıyı okumayı tercih ettiğin için teşekkürler!

Yazıyı beğendiysen umarım kendi sosyal medyanda da paylaş! Kendi yorum ve fikirlerini bana iletmek istersen sayfanın altındaki formu kullanabilirsin!

Yeni yazılar sıcak sıcak bana gelsin dersen:

Bize katıldığın için teşekkürler!

  • Siyah YouTube Simgesi
  • Instagram
  • Siyah LinkedIn Simge

Düşüncelerini benimle paylaş!

Teşekkürler!

© 2023 by Turning Heads. Proudly created with Wix.com

bottom of page