top of page

Bir Mum da Sen Yak! #1

12 Kasım’a kadar süren COP26 konferansının yansımaları henüz Glasgow’dan Türkiye’ye ulaşmamışken ve tüketim çılgınlığının karanlık ritüeli olan “Black Friday” temalı kampanyalar sezonu Kasım ayı içindeyken, yakın zamanda yazdığım “İklim Krizine Neden Olan İkinci Sektör Moda Sektörü ise...” başlıklı yazıyı hatırlatmak isterim.


Özellikle fast food mantığıyla işleyen hızlı giyim sektörü dahil olmak üzere moda sektörü, petrol sanayiinden sonra iklim krizini tetikleyen ikinci sektör konumunda... Bu durumu değiştirecek olan aslında üreticilerden önce tüketicilerdir. Ancak bir davranışın kabul görürlüğü yada popülerliği, rasyonelliğinden daha önemli mâlesef…


Öte yandan üreticileri de bu gidişata dur dedirtecek önlemler almaya zorunlu kılmak kanunen mümkün olsa da ekonomi politikaları yönüyle bunu hızlı bir şekilde yapmak mümkün değil. Bu çalışmaları üreticilerin gönüllü yapmalarından başka seçenek kalmıyor. Bu da ancak çevresel fayda ile ekonomik faydanın kesişmesi ile olabilir. Gerek üretim maliyetlerine olumlu etki eden gerekse de PR yapma olanağı sağlayan yeni teknolojiler gibi mesela?


Neden olmasın?


Aslında oldu bile. Uzaklarda değil, aramızda karanlığa mum yakanlar da var. Onlardan biri de moda sektöründe hem üretim hem de AR-GE yapan bir girişimci: Özgecan Üstgül


Neler yaptığını kendisinden dinleyelim.


Özgecan Üstgül & Myth AI
Özgecan Üstgül & Myth AI

Sayfama hoşgeldiniz. Sizi tanıyabilir miyiz?


İzmir Ekonomi Üniversitesi İşletme Anadal ve Uluslararası Ticaret ve Finansman Çiftanadal mezunuyum. Sonrasında İşletme Mühendisliği alanında yüksek lisansımı tamamladım. İş hayatına 2011 yılında atıldım. Turkish American Chamber of Commerce, British American Tobacco, Philip Morris International ve AkzoNobel gibi kurumsal şirketlerde 10 yıla yakın Müşteri İç Görüleri Uzmanı, Bölge Yöneticiliği, Marka, Satış ve Pazar Geliştirme Yöneticiliği gibi farklı pozisyonlarda görev aldım. Bilinçaltı pazarlama yani nöro-pazarlama alanında iyi olduğumu söyleyebilirim.


Kurumsal iş hayatında bilfiil çalışırken Women&Women markasını projelendirmeye başladık, 2015 yılından bu yana markanın kurucu ortağı olarak Women&Women’ın tüm satış, pazarlama ve marka yöneticiliğini yürütüyorum. Şu anda hem “Kişiselleştirilmiş Desen Algoritması” üzerine Tübitak destekli bir ARGE projesi üzerine çalışıyorum hem de farklı sektörlerdeki markalara, marka ve pazarlama danışmanlığı hizmeti veriyorum.


Başarı odaklı ve iş disiplini yüksek biri olduğumu söyleyebilirim. Farklı insanları tanımayı, sık seyahat ederek bakış açımı geliştirmeyi ve makale okumayı seviyorum. Piyano çalmak, yelken yapmak ve binicilik, bu dünyanın karmaşası içinde kendimi dinginleştirmek için sığındığım ilgi alanlarım.


Women&Women ve Man&Man nasıl markalardır? Yani giyinenler açısından ne gibi farkları var?


Sürdürülebilir moda ve sürdürülebilir tasarım tekstil sektörünün en çok ihtiyaç duyduğu ve markalar tarafından en çok kullanılan terimlerden biri. Women&Women ve Man&Man sürdürülebilir moda ve tasarım kavramlarının içini üretim, tasarım ve fiyat politikasıyla dolduran yegane markalardan. Şimdiye kadar sürdürülebilirlik sadece fonksiyonel giyim olarak karşımıza çıkarken artık tasarım aşamasında teknolojiyi kullanımıyla ne kadar atık çıkarttığınız da sorgulanmalı. Tekstil atıklarının %30’luk kısmının tasarım aşamasında çıktığını biliyor muydunuz? Biz yapay zeka teknolojisi ile geliştirdiğimiz desen üretim teknolojisini kullanarak tekstilde desen üretimini 8 haftadan saniyelere indiriyoruz. Ayrıca 3 boyutlu numune üretim programlarıyla numune dikimi sürecinde çıkan atıkların önüne geçiyoruz. Üretim sürecinde ileri üretim ve sıfır atık politikasıyla doğaya atık bırakmamaya çıkartıyoruz. Man&Man markası, Women&Women üretiminden çıkan olası kumaş artıklarını kullanmak için kuruldu.


Giyinenler açısından şöyle farklar var: Erkek ve kadın ayrımı yapmadan söyleyebilirim ki çaba sarfetmeden şık olma tüm müşterilerimizin ortak noktası. Aldıkları ürünü asla 1 sezonluk ve mevsimlik olarak düşünmüyorlar. Parasının değerini bilen, ayrıca stiline düşkün insanlar. Kombin yapma konusunda oldukça iddialılar.


Myth.ai fikri nasıl oluştu? Burada yaptığınız Yapay Zeka araştırmalarınızdan ve hayata geçirdiğiniz uygulamalarınızdan bahsedebilir misiniz?


Women&Women ve Man&Man markalarında desen yaratma süreci oldukça uzun ve maliyetli. Tekstilin her aşamasında teknoloji kullanımı oldukça kısıtlı, neredeyse her şey insana bağlı. Teknoloji sadece satış ve lojistik optimizasyonu için geliştirilmiş. 2 sene boyunca aklımdaki deseni tam olarak ifade edemedim, ifade edebildiğimden hep daha farklı tasarımlarla karşılaştım. Durum böyle olunca, keşke ilham aldığım fotoğrafları yüklediğim ve buna göre desen üreten bir teknoloji olsa diye aklımda geçirip o an ihtiyacı yaşayarak tespit etmiş oldum.


Sonrasında yaptığım araştırmalarda yapay zeka teknolojisinin henüz etiketleme yöntemiyle çalıştığını yani sadece veri tabanına girilen veriyi kullanıcıya getirdiğini anladım. Anlık veri üretimi henüz çok yeni ve güncel bir konu yapay zeka alanında. Myth ile yaptığımız, yapay zeka ve derin makina öğrenimi ile girilen fotoğraflardaki desenleri görüntü işleme ile analiz ederek ona yakın seçenekte desen üreten bir teknoloji geliştirmek. Aslında Myth teknolojisi diğer anlamda yapay sinir ağı.

Neden Myth?


Myth ismi “mythology” kelimesinin kısaltılmışı. İsim içinde markanın mesajı olan “kendi efsaneni yarat” mesajını da barındırıyor.


Türk firmaları genelde teknolojiye yatırımı, yüksek maliyetli ertelenebilir bir masraf kapısı olarak görür. Yapay Zeka alanındaki ürünlerinize beklediğiniz talebi görüyor musunuz?


Türk firmaları teknolojiyi en çok merak eden ama en az yatırımı yapan toplumlardan. Desen teknolojisi dünyada yaklaşık 24.6 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğüne sahip ve bu alanda geliştirilen hiçbir teknoloji yok. Türkiye’de dünyanın en büyük fason üretim pazarlarından biri olarak, desen teknolojisine oldukça fazla ilgi gösterdi, ancak teknolojiyi benimseyip buna yatırım yapma konusunda oldukça çekimser. Ancak markaların genel merkezleri teknolojiyi benimsemese de Türkiye’de yatırım yapılıyor. Yatırımda devlet destekleriyle elde edilmeye çalışılıyor.


Yapay Zeka tarafında kaç kişilik ekiple çalışıyorsunuz? Türkiye bu konuda yeterince insan kaynağı sağlayabiliyor mu yoksa henüz ihtiyacı karşılamaktan uzak mıyız?


Şu anda ekibimiz 5 kişiden oluşuyor. Türkiye, Yapay Zeka alanında insan kaynağı bakımından oldukça fazla erozyona uğradı son 1-2 yıl içerisinde. Döviz kurunun artışıyla nitelikli insan gücü tamamen Avrupa ve Amerika’ya kaydı. Türkiye’de ise nitelikli insan kaynağı büyük yazılım şirketlerine kaymış durumda.

Özgecan Üstgül
Özgecan Üstgül

Bu kadar ileri bir teknolojik alanda girişim yaparken büyük teşviklerin, vergi avantajlarının olduğunu düşünüyorum. Böyle bir destek var mı yoksa muhasebe programı yazan bir yazılım firması ile aynı kategoride mi değerlendiriliyorsunuz?


Türkiye teşvik ve vergi avantajı açısından girişimlere oldukça fayda sağlayan bir ülke. Hatta en çok teşvik veren ülkelerden biri sayılabilir. Ancak girişim şirketlerinin devlet teşviklerinden yararlanmasının önündeki en büyük engel teşvik ödeme sisteminin önce öde sonra al mantığına dayandırılması.

Ayrıca teknoloji geliştiren şirketlerin teşvik ve vergi avantajlarından yararlanabilmesi için teknokentlerde faaliyet göstermesi gerekmekte. Ancak teknokentlerde yer bulmak için 1-2 yıl sıraya girmeniz gerekmekte. Yer olan teknokentler ise şehrin genelde dışında konumlandıkları için orada da insan kaynağı bulmakta zorluk yaşanıyor.





Comments


IMG_20211002_202001_120.webp

Merhaba! Bu yazıyı okumayı tercih ettiğin için teşekkürler!

Yazıyı beğendiysen umarım kendi sosyal medyanda da paylaş! Kendi yorum ve fikirlerini bana iletmek istersen sayfanın altındaki formu kullanabilirsin!

Yeni yazılar sıcak sıcak bana gelsin dersen:

Bize katıldığın için teşekkürler!

  • Siyah YouTube Simgesi
  • Instagram
  • Siyah LinkedIn Simge

Düşüncelerini benimle paylaş!

Teşekkürler!

© 2023 by Turning Heads. Proudly created with Wix.com

bottom of page